Uyuşturucu veya uyarıcı madde ticareti suçu, toplumun sağlığını ve kamu düzenini ciddi şekilde tehdit eden ağır ceza hukuku ihlallerinden biridir. Türkiye'de bu suç, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (TCK) ilgili maddeleri kapsamında düzenlenmiş olup, suçun işlenme biçimine göre ağırlaştırılmış cezalar öngörülmektedir.
Uyuşturucu ticareti suçu, bireyleri olduğu kadar toplumun genel yapısını da etkilemekte, bağımlılık ve suç oranlarının artışına sebebiyet vermektedir. Hukuk sisteminde, bu suçlara yönelik caydırıcı yaptırımların bulunması büyük bir önem taşımaktadır. Bu çalışma, uyuşturucu ticareti suçunun hukuki dayanaklarını, unsurlarını, cezai yaptırımlarını, Yargıtay kararları ışığında uygulama örneklerini, suçun nitelikli hallerini ve akademik kaynaklardan yararlanılarak geliştirilen değerlendirmeleri kapsamlı bir şekilde ele almaktadır. Aynı zamanda, bu tür davalarda avukatın rolü ve savunma stratejileri de ayrıntılı olarak incelenecektir.
Uyuşturucu ile mücadele, 1982 Anayasası’nın 58. maddesi kapsamında devletin, gençleri zararlı alışkanlıklardan koruma yükümlülüğü çerçevesinde ele alınmaktadır. Ayrıca, Anayasa’nın 17. maddesi, yaşam hakkını ve kişinin maddi ve manevi varlığını koruma hakkını düzenleyerek uyuşturucu madde ticaretinin engellenmesine yönelik ceza hukuku normlarına zemin hazırlamaktadır.
Uyuşturucu ticareti suçu, TCK’nın 188. ve ilgili maddeleri çerçevesinde düzenlenmiştir:
Madde 188- (1) Uyuşturucu veya uyarıcı maddeleri ruhsatsız veya ruhsata aykırı olarak imal, ithal veya ihraç eden kişi, yirmi yıldan otuz yıla kadar hapis ve ikibin günden yirmibin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır.
(2) Uyuşturucu veya uyarıcı madde ihracı fiilinin diğer ülke açısından ithal olarak nitelendirilmesi dolayısıyla bu ülkede yapılan yargılama sonucunda hükmolunan cezanın infaz edilen kısmı, Türkiye'de uyuşturucu veya uyarıcı madde ihracı dolayısıyla yapılacak yargılama sonucunda hükmolunan cezadan mahsup edilir.
(3) Uyuşturucu veya uyarıcı maddeleri ruhsatsız veya ruhsata aykırı olarak ülke içinde satan, satışa arz eden, başkalarına veren, sevk eden, nakleden, depolayan, satın alan, kabul eden, bulunduran kişi, on yıldan az olmamak üzere hapis ve bin günden yirmibin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır. (Ek cümle: 18/6/2014 – 6545/66 md.) Ancak, uyuşturucu veya uyarıcı madde verilen veya satılan kişinin çocuk olması hâlinde, veren veya satan kişiye verilecek hapis cezası on beş yıldan az olamaz.
(4) Yukarıdaki fıkralarda belirtilen uyuşturucu veya uyarıcı maddelerin eroin, kokain, morfin, bazmorfin, sentetik kannabinoid ve türevleri, sentetik katinon ve türevleri, sentetik opioid ve türevleri veya amfetamin ve türevleri olması,
b) Üçüncü fıkradaki fiillerin; okul, yurt, hastane, kışla veya ibadethane gibi tedavi, eğitim, askerî ve sosyal amaçla toplu bulunulan bina ve tesisler ile bunların varsa çevre duvarı, tel örgü veya benzeri engel veya işaretlerle belirlenen sınırlarına iki yüz metreden yakın mesafe içindeki umumi veya umuma açık yerlerde işlenmesi, hâlinde verilecek ceza yarı oranında artırılır.
(5) Yukarıdaki fıkralarda gösterilen suçların, üç veya daha fazla kişi tarafından birlikte işlenmesi hâlinde verilecek ceza yarı oranında, suç işlemek için teşkil edilmiş bir örgütün faaliyeti çerçevesinde işlenmesi hâlinde, verilecek ceza bir kat artırılır.
(6) Üretimi resmi makamların iznine veya satışı yetkili tabip tarafından düzenlenen
reçeteye bağlı olan ve uyuşturucu veya uyarıcı madde etkisi doğuran her türlü madde
açısından da yukarıdaki fıkralar hükümleri uygulanır. (Ek cümle: 29/6/2005 – 5377/22 md.)
Ancak, verilecek ceza yarısına kadar indirilebilir.
(7) Uyuşturucu veya uyarıcı etki doğurmamakla birlikte, uyuşturucu veya uyarıcı madde üretiminde kullanılan ve ithal veya imali resmi makamların iznine bağlı olan maddeyi ülkeye ithal eden, imal eden, satan, satın alan, sevk eden, nakleden, depolayan veya ihraç eden kişi, sekizyıldan az olmamak üzere hapis ve bin günden yirmibin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır.
(8) Bu maddede tanımlanan suçların tabip, diş tabibi, eczacı, kimyager, veteriner, sağlık memuru, laborant, ebe, hemşire, diş teknisyeni, hastabakıcı, sağlık hizmeti veren, kimyacılıkla veya ecza ticareti ile iştigal eden kişi tarafından işlenmesi halinde, verilecek ceza yarı oranında artırılır
Etkin pişmanlık
Madde 192- (1) Uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve ticareti suçlarına iştirak etmiş olan kişi, resmi makamlar tarafından haber alınmadan önce, diğer suç ortaklarını ve uyuşturucu veya uyarıcı maddelerin saklandığı veya imal edildiği yerleri merciine haber verirse, verilen bilginin suç ortaklarının yakalanmasını veya uyuşturucu veya uyarıcı maddenin ele geçirilmesini sağlaması halinde, hakkında cezaya hükmolunmaz.
(2) Kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alan, kabul eden veya bulunduran kişi, resmi makamlar tarafından haber alınmadan önce, bu maddeyi kimden, nerede
ve ne zaman temin ettiğini merciine haber vererek suçluların yakalanmalarını veya uyuşturucu veya uyarıcı maddenin ele geçirilmesini kolaylaştırırsa, hakkında cezaya hükmolunmaz.
(3) Bu suçlar haber alındıktan sonra gönüllü olarak, suçun meydana çıkmasına ve fail veya diğer suç ortaklarının yakalanmasına hizmet ve yardım eden kişi hakkında verilecek
ceza, yardımın niteliğine göre dörtte birden yarısına kadarı indirilir.
(4) Uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanan kişi, hakkında kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın almak, kabul etmek veya bulundurmaktan dolayı soruşturma
başlatılmadan önce resmi makamlara veya sağlık kuruluşlarına başvurarak tedavi ettirilmesini isterse, cezaya hükmolunmaz. (Ek cümle: 24/11/2016-6763/16 md.) Bu durumda kamu görevlileri ile sağlık mesleği mensuplarının 279 uncu ve 280 inci maddeler uyarınca suçu bildirme yükümlülüğü doğmaz.
Yargıtay 10. Ceza Dairesi, 12.04.2023 tarihli kararı: Sanıkların telefon görüşmeleriyle uyuşturucu ticareti yaptığı şüphesi doğduktan sonra yapılan önleme aramasında elde edilen delillerin hukuka aykırı olduğu ve hükme esas alınamayacağı belirtilmiştir.
Yargıtay 10. Ceza Dairesi, 13.03.2023 tarihli kararı: Gizli soruşturmacılara uyuşturucu madde satışı yapılması halinde sanığın etkin pişmanlık hükümlerinden yararlanamayacağına hükmedilmiştir.
Yargıtay Ceza Genel Kurulu, 07.02.2012 tarihli kararı: Sanığın evinde ele geçirilen 0.2 gram eroinin kişisel kullanım sınırları içinde olması nedeniyle sanığın uyuşturucu ticareti değil, kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan yargılanması gerektiğine karar verilmiştir.
Yargıtay 10. Ceza Dairesi, 2021/15898 E. ve 2021/11710 K.: Uyuşturucu madde ticaretinin üç veya daha fazla kişi tarafından gerçekleştirilmesi durumunda TCK 188/5 uyarınca cezanın artırılması gerektiğine karar verilmiştir.
Yargıtay 10. Ceza Dairesi, 2020/13558 E. ve 2020/9487 K.: Mahkûmiyetin sadece dinleme kayıtlarına dayanmasının hukuka aykırı olduğu, bu kayıtların somut delillerle desteklenmesi gerektiği ifade edilmiştir.
Yargıtay 20. Ceza Dairesi, 28.05.2018 tarihli kararı: Suçun örgütlü bir şekilde işlenmesi durumunda, failin ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası ile cezalandırılması gerektiğine hükmedilmiştir.
Yargıtay 20. Ceza Dairesi, 12.05.2015 tarihli kararı: Sanığın evinde ele geçirilen 832,200 gram esrar ve 775 kök hint kenevirinin ticari miktarda olduğu değerlendirilerek sanığın TCK 188/3 kapsamında yargılanmasına karar verilmiştir.
Yargıtay 10. Ceza Dairesi, 08.11.2018 tarihli kararı: Sanığın, satılmak istenen uyuşturucu maddeyi ithal etmesi durumunda zincirleme suç hükümleri kapsamında cezalandırılmasına karar verilmiştir.
Yargıtay Ceza Genel Kurulu, 17.10.2017 tarihli kararı: Nakletme eyleminin gerçekleşmesi için uyuşturucunun alıcıya ulaşmasının şart olmadığı belirtilmiştir.
Yargıtay Ceza Genel Kurulu, 22.10.2013 tarihli kararı: Kullanım amacı ve miktarın belirlenmesinin cezai sorumluluk açısından büyük önem taşıdığına karar verilmiştir.
Sanığın evinde bulunan uyuşturucu maddelerin ticaret amacı taşıdığına ilişkin yeterli delil bulunmadığını belirterek beraat kararı vermiştir.
Uyuşturucu madde satışına dair delillerin yetersiz olması halinde sanığın lehine karar verilmesi gerektiğini vurgulamaktadır.
Uyuşturucu ticareti suçunda polisin yaptığı aramanın usule uygun olup olmadığının değerlendirilmesi gerektiğini ifade etmektedir.
Uyuşturucu ticareti suçlarında avukatın rolü son derece önemlidir:
Delil İncelemesi ve Hukuka Aykırılık İtirazları: Hukuka aykırı elde edilen delillerin dava sürecinde kullanılmaması için itirazlar yapılmalıdır.
Savunma Stratejisi Geliştirme: Müvekkilin suçla bağlantısını çürütecek delillerin toplanması sağlanmalıdır.
Ceza İndirimleri ve Etkin Pişmanlık Uygulamaları: Sanığın pişmanlık duyması ve kolluk kuvvetleriyle iş birliği yapması durumunda ceza indirimi sağlanabilir.
Uyuşturucu ticareti suçu, bireylerin ve toplumun sağlığı açısından ağır sonuçlar doğuran bir suç tipidir. Türkiye’de uyuşturucu ticaretine karşı caydırıcı önlemler alınmasına rağmen, bu suçun önlenmesi ve adil yargılanma ilkesine uygun hareket edilmesi önem arz etmektedir.
Uyuşturucu ticareti davalarında delillerin hukuka uygun şekilde toplanması, adil yargılama süreçlerinin işletilmesi ve bireylerin savunma haklarının eksiksiz sağlanması gerekmektedir. Avukatlar, müvekkillerinin hukuki haklarını en iyi şekilde savunmalı ve hukukun üstünlüğünü koruyarak adaletin sağlanmasına katkıda bulunmalıdır.
1982 Anayasası
5237 Sayılı Türk Ceza Kanunu
Yargıtay Kararları
Ceza Hukuku Ders Kitapları
Hukuk Dergileri ve Makaleler
Uyuşturucu ile Mücadeleye Dair Mevzuat