Merhaba! Size nasıl yardımcı olabiliriz?
Lütfen sorunuzu kısa bir özet olarak yazın.
Hırsızlık suçu, insanlık tarihinin en eski suçlarından biridir. Türk Ceza Kanunu (TCK) Madde 141'de şu şekilde tanımlanır:
"Zilyedinin rızası olmadan başkasına ait taşınır bir malı, kendisine veya başkasına bir yarar sağlamak maksadıyla bulunduğu yerden alan kimse..."
Bu tanımda dikkat etmemiz gereken ve Yargıtay'ın da üzerinde çok durduğu üç temel direk vardır:
1. Korunan Hukuki Yarar: Mülkiyet mi, Zilyetlik mi? Hukukta bu konuda büyük bir tartışma vardır.
Mülkiyet: Malın yasal sahibi olma hakkıdır.
Zilyetlik: Malı o an fiilen hakimiyeti altında bulundurma durumudur (örneğin, arkadaşından ödünç aldığın kalemin maliki arkadaşındır ama zilyedi sensindir).
TCK'ya göre hırsızlık suçu, zilyetliği korur. Yani kanun koyucu diyor ki: "O malın tapusu veya faturası senin üstüne olmayabilir, ama o an senin elindeyse ve biri senden izinsiz alırsa hırsızlık oluşur." Bu ayrım, suçun mağdurunu belirlemek için hayatidir.
2. Suçun Konusu: "Taşınır Mal" Gayrimenkuller (ev, arsa) hırsızlık suçunun konusu olamaz; onlar "işgal" veya "hakkı olmayan yere tecavüz" suçunun konusudur. Hırsızlık için malın bir yerden başka bir yere taşınabilir olması gerekir.
Önemli Detay (Enerji Hırsızlığı): Elektrik, doğalgaz gibi enerjiler de TCK bakımından "taşınır mal" sayılır ve hırsızlık suçuna konu olur.
3. Ekonomik Değer Sorunu Çalınan şeyin bir ekonomik değeri olmalı mıdır? Yargıtay uygulamasına göre, malın "ekonomik değeri" olmasa bile, sahibi için "manevi bir değeri" varsa (örneğin eski bir aşk mektubu) suç oluşabilir. Ancak değeri hiç olmayan bir çöp parçasının alınması suç oluşturmaz.
Hırsızlık suçunun oluşabilmesi için aşağıdaki maddi ve manevi unsurların bir arada gerçekleşmesi gerekir.
Kanun metnindeki "alma" fiili, basit bir dokunma veya yer değiştirme değildir. Hukuki anlamda alma; "Mağdurun mal üzerindeki egemenliğine son verip, failin kendi egemenliğini kurması" demektir.
Egemenlik (Hâkimiyet) Kriteri: Yargıtay’ın yerleşik kriteri şudur: Fail, malı aldıktan sonra onun üzerinde dilediği gibi tasarruf edebilecek (satabilecek, kullanabilecek, saklayabilecek) bir hâkimiyet alanına ulaşmış mıdır?
Örnek: Bir markette ürünü cebine atan kişi henüz marketten çıkmadan yakalanırsa, hâkimiyet tam kurulmadığı için suç teşebbüs aşamasında kalır. Ancak market kapısından çıktıktan 10 metre sonra yakalanırsa suç tamamlanmış sayılır.
Zilyedin rızası varsa hırsızlık olmaz. Rıza, suç işlenmeden önce veya en geç işlendiği sırada açıklanmalıdır.
Önemli Ayrım: Eğer mağdur, malı kendi rızasıyla faile vermişse ancak fail malı geri vermiyorsa veya satıyorsa; bu durum hırsızlık değil, "Güveni Kötüye Kullanma" (TCK 155) suçunu oluşturur. Hırsızlıkta mal, mağdurun elinden zorla veya gizlice çıkar; güveni kötüye kullanmada ise kendi isteğiyle verilir.
Hırsızlık kasten işlenen bir suçtur, taksirle (yanlışlıkla) işlenemez.
Yarar Sağlama Maksadı: TCK 141, genel kastın ötesinde özel bir "saik" (amaç) arar: "Kendisine veya başkasına bir yarar sağlamak."
Püf Noktası: Eğer fail, malı sahibine zarar vermek için alıp denize atarsa, amacı "yarar sağlamak" değil "zarar vermek" olduğu için hırsızlık değil, "Mala Zarar Verme" suçu oluşur. Hırsızlık diyebilmek için failin o maldan maddi veya manevi bir fayda beklemesi gerekir.
Hırsızlık suçunun basit hali (TCK 141) uygulamada çok nadir görülür (açıkta bırakılan bir eşyanın çalınması gibi). Davaların %90'ı TCK 142'deki "Nitelikli Haller" kapsamında açılır. Cezanın artırılmasını gerektiren bu halleri madde madde inceleyelim:
1. Kamu Kurumlarında veya İbadethanelerde Bulunan Eşya Hakkında (m.142/1-a)
Kamu hizmetine sunulan eşyalar (örneğin parktaki banklar, sokak lambaları) veya ibadethanelerdeki eşyalar (cami halısı, kilise şamdanı) çalınırsa ceza artar.
Yargıtay Kriteri: Eşyanın o an "kullanım/ibadet amacı" ile orada bulunması gerekir. Caminin deposunda kilitli duran ve kullanılmayan halı çalınırsa bu madde değil, muhafaza altına alınmış eşya (142/1-b veya h) uygulanır.
2. Toplu Taşıma Araçlarında veya Duraklarında (m.142/1-c)
Halkın yararlanmasına sunulmuş ulaşım araçlarında (metro, otobüs) veya bunların duraklarında, kalabalıktan faydalanılarak yapılan hırsızlıklar (yankesicilik vb.) bu kapsama girer.
3. Adet veya Tahsis Gereği Açıkta Bırakılmış Eşya (m.142/1-e)
Bu madde, korunması zor olan eşyaları korur. Örneğin; tarladaki tarım aletleri, inşaat alanına bırakılan demirler veya kapı önündeki ayakkabılar.
Örnek: Sokakta kilitlenmeden bırakılan bisiklet çalınırsa bu madde uygulanır. Ancak bisiklet kilitliyse daha ağır ceza gerektiren 142/2-h uygulanır.
Bu fıkra, uygulamada en sık karşılaşılan ve cezası oldukça yüksek olan hallerdir.
1. Kişinin Malını Koruyamayacak Durumda Olmasından Yararlanarak (m.142/2-a)
Ölmek üzere olan, ağır hasta, sarhoş veya trafik kazası geçirmiş şoktaki bir kişinin eşyasının çalınmasıdır. Mağdurun kendini savunamayacak durumda olması failin işini kolaylaştırdığı için ceza artırılır.
2. Elde veya Üstte Taşınan Eşyayı Çekip Almak Suretiyle (Kapkaç) (m.142/2-b)
Halk arasında "Kapkaç" olarak bilinen suçtur.
Önemli Ayrım: Eğer fail çantayı çekerken mağdur direnir ve fail çantayı almak için cebir (zor) kullanırsa (mağduru iter, sürüklerse), suç hırsızlıktan çıkar ve "Yağma (Gasp)" suçuna dönüşür. Gasp suçunun cezası çok daha ağırdır. Kapkaçta mağdurun direncini kıracak bir zorlama yoktur, ani bir hareketle alma vardır.
3. Taklit Anahtar veya Diğer Aletlerle Kilit Açarak (m.142/2-d)
Maymuncuk, tel toka veya taklit anahtar kullanılarak kilitli bir yerin açılmasıdır. Kilitli olmayan kapının zorlanmadan açılması bu kapsama girmez.
4. Bilişim Sistemlerinin Kullanılması Suretiyle (m.142/2-e)
İnternet bankacılığı dolandırıcılığı ile çok karıştırılır. Eğer fail, sisteme girip parayı kendi hesabına aktarırsa bu hırsızlık (bilişim hırsızlığı) sayılır.
5. Tanınmamak İçin Tedbir Alarak veya Yetkili Sıfatı Takınarak (m.142/2-f)
Failin yüzüne maske takması, sahte polis kimliği göstermesi gibi durumlar.
6. Büyükbaş veya Küçükbaş Hayvan Hırsızlığı (m.142/2-g)
Hayvanların barınakta veya otlakta olması fark etmez, hırsızlık bu bent kapsamında değerlendirilir.
7. Herkesin Girebileceği Bir Yerde Bırakılmakla Birlikte Kilitlenmek Suretiyle Muhafaza Altına Alınan Eşya (m.142/2-h)
Uygulamada en yaygın maddedir. Sokakta zincirle bağlanmış motosiklet, kilitli bir dükkanın camı kırılarak girilmesi veya kilitli otomobilin kapısının zorlanarak içindeki teybin çalınması bu maddedir.
Yargıtay İçtihadı: Eşyanın "bina içinde" olması durumunda (m.142/2-h) ile konut dokunulmazlığını ihlal suçu birlikte oluşur.
Hırsızlık suçunda cezanın artırılmasını gerektiren en önemli hal, suçun "Gece Vakti" işlenmesidir.
Suç gece vakti işlenirse, verilecek ceza yarı oranında artırılır.
Gece Nedir? TCK 6/1-e maddesine göre gece; güneşin batmasından bir saat sonra başlayan ve doğmasından bir saat önceye kadar devam eden zaman dilimidir.
Neden Artırılır? Gece vakti, suçlunun tanınmasının zorlaştığı, mağdurun savunma imkanının azaldığı ve suçlunun yakalanma riskinin düştüğü bir zamandır. Bu kolaylıktan yararlanan fail, daha ağır cezalandırılır.
Uygulama Sorunu: Hırsız eve girmiş ancak evden çıkışı gündüz saatine denk gelmişse ne olur?
Yargıtay Kriteri: Hırsızlık suçunda "fiilin icra edildiği" an önemlidir. Eğer fiilin bir kısmı gece, bir kısmı gündüz gerçekleşmişse (örneğin gece eve girdi, sabah çıktı), "şüpheden sanık yararlanır" ilkesi gereği lehe yorum yapılabilir mi? Hayır, Yargıtay genellikle fiilin gece başladığı veya gece devam ettiği durumlarda, hırsızlık eyleminin ağırlıklı kısmına veya "netice alma" anına bakar. Ancak genel kural; eylemin gece dilimine taşan kısmı varsa artırım uygulanır.
Bu bölüm, savunma avukatlarının en çok kullandığı "İndirim Nedenleri"dir.
Fail, başkasına ait bir malı değil, kendisinin de ortağı olduğu bir malı çalarsa (örneğin miras kalan ve henüz paylaşılmamış bir arabayı diğer kardeşten habersiz alıp satarsa) ceza indirilir veya verilmez. Bu durum şikayete bağlıdır.
Örnek: İşçinin, patronundan alamadığı maaşına karşılık işyerindeki bilgisayarı alıp evine götürmesi.
Burada failin amacı hırsızlık değil, hakkını almaktır ("İhkak-ı Hak"). Bu durumda hırsızlık suçundan değil, daha hafif cezayı gerektiren bu maddeden işlem yapılır ve soruşturma şikayete bağlıdır.
Kamuoyunda "Baklava Çalan Çocuklar" davasıyla bilinen tartışmalar sonrası kanuna giren bu madde, hakime geniş takdir yetkisi verir.
Kural: Çalınan malın değeri "az" ise, verilecek cezada indirim yapılabileceği gibi, suçun işleniş şekli ve özellikleri de göz önünde bulundurularak ceza vermekten de vazgeçilebilir.
"Değer Azlığı" Nedir? Yargıtay somut bir rakam (örneğin 100 TL altı) belirlemez. Her olayın ve günün ekonomik koşullarına göre değerlendirilir.
Teşebbüs ile Karıştırmayın: Fail kasayı açmış, içinde sadece 5 TL bulup çalmışsa TCK 145 uygulanmaz. Çünkü failin kastı "ne bulursa çalmaktı", kasanın boş olması onun elinde olmayan bir sebeptir. TCK 145, failin bilerek ve isteyerek değersiz bir şeyi (örneğin 3-5 kilo erik, bir adet ekmek) çalması durumunda uygulanır.
Hırsızlık suçunun oluşması için failin malı "mülk edinme" kastıyla alması gerekir. Eğer fail, malı geçici bir süre kullanıp iade etmek amacıyla almışsa (joyriding), ceza yarı oranında indirilir.
Şart: Malın, soruşturma başlamadan önce sahibine iade edilmesi veya kolayca bulunabileceği bir yere bırakılması gerekir.
Açlık gibi ağır ve acil bir ihtiyacı karşılamak için işlenen hırsızlık suçunda (örneğin fırından ekmek çalmak) ceza verilmez veya indirim yapılır.
Hırsızlık suçunun dava aşamasındaki en stratejik bölümüdür.
Müvekkil suçu işlediyse ve inkar etme şansı yoksa, en iyi yol "Etkin Pişmanlık"tır.
Fail, hırsızlık konusu malı aynen geri verir veya bedelini tazmin ederse (zararı giderirse) ceza indirilir.
Soruşturma Aşamasında (Dava Açılmadan Önce): Zarar giderilirse ceza 2/3 oranına kadar indirilir.
Kovuşturma Aşamasında (Dava Açıldıktan Sonra, Hükümden Önce): Zarar giderilirse ceza 1/2 oranına kadar indirilir.
Önemli: Mağdurun "Ben kabul etmiyorum, şikayetçiyim" demesi etkin pişmanlığı engellemez. Failin zararı gidermesi veya mahkeme veznesine yatırması yeterlidir.
Aynı kişiye karşı farklı zamanlarda birden fazla hırsızlık yapılırsa (örneğin bir işyerinden her gün 100 TL çalmak), her eylem için ayrı dava açılmaz; tek bir ceza verilir ancak bu ceza artırılır.
Burası hırsızlık davalarının en can yakıcı noktasıdır. Bir hırsız eve girmek için kapıyı kırıp televizyonu çaldığında tek bir suç değil, üç ayrı suçtan ceza alır:
Hırsızlık (TCK 142): Eşyayı aldığı için.
Konut Dokunulmazlığını İhlal (TCK 116): Eve izinsiz girdiği için.
Mala Zarar Verme (TCK 151): Kapıyı kırdığı için.
İstisna: TCK 142/4 gereği, hırsızlık amacıyla işlenen konut dokunulmazlığını ihlal ve mala zarar verme suçlarında şikayet aranmaz, savcılık resen soruşturur. (Eskiden şikayete bağlıydı, artık değil).

